Bir Kınalı Kuzu: Bekir Çavuş
Köy meydanında davullar, zurnalar çalıyordu. Köyün güzel ve soylu kızı Ayşe ile düğünü vardı Bekir’in. Ayşe, endamı fidandan narince, alımlı, edalı, siyah saçları topuklarını...
Köy meydanında davullar, zurnalar çalıyordu. Köyün güzel ve soylu kızı Ayşe ile düğünü vardı Bekir’in. Ayşe, endamı fidandan narince, alımlı, edalı, siyah saçları topuklarını...
Gece mehtabın altında, surlarla çevrili Ortaçağ güzeli bir kentin dar sokaklarından yürürken tarihin yaprakları arasında gezindiğimizi fark ediyor ve kendimizi büyülü bir masal diyarında...
Yeni baharın ilk günüydü. Kışla baharın devir teslim töreni… Kış, fırsatı ganimet bilerek soğuk kırbacını aralıksız indiriyordu kalabalıkların üzerine. Ama hiç aldıran yoktu. Bulutlar...
Yan koltukta bir kadın örgü örüyor, arka koltuktaki soluk benizli sarı saçlı bir gençse kitap okuyordu. Guruba doğru giden güneşin son kızıl ışıklarında, sonsuz...
Her görüştüğümüzde Alex’e, ömrüm bu kitabı görmeye yetmez diyordum. Her siyah gibi, ben de hiç ecelimle öleceğimi düşünmedim. Atalarım, Afrika’dan köle olarak getirilmiş...