Yağmur
Sarılsa… Öpse…Koklasa… Ağlasa… Yanına eşyalarını alsa… Hayır hayır ele verirdi kendini. Annesi hiçbir şeyden habersiz yatağında yatıyordu, hastaydı. Uzaktan baktı, uzun uzun seyretti. Anneciği...
Sarılsa… Öpse…Koklasa… Ağlasa… Yanına eşyalarını alsa… Hayır hayır ele verirdi kendini. Annesi hiçbir şeyden habersiz yatağında yatıyordu, hastaydı. Uzaktan baktı, uzun uzun seyretti. Anneciği...
Kullarımı geceleyin yola çıkar. (Kur’an) Gece… Mehtabın aydınlığı, balta girmemiş ormanlardan makilerle kaplı düzlüklere doğru süzülüyor. Dere yatakları, vadiler ve yamaçlar yavaş yavaş aydınlanıyor...
Mart, kıştan kalma son tipilerini savuruyordu. Kalabalıklar, “Yoldakilerden biri koşarken çatlamış” diyerek tarihî mabede doğru koşuyorlardı. Avludaki dev çınarın yaprakları havada kavisler çizerek birer...
Gece… Dışarıda incecikten bir yağmur… Vakit gece yarısını geçmişti Geceler boyunca Azrail (a.s)’i beklerken seccadelerinin üzerinde öylece sabahlamışlardı…! Ölüm çökmüştü hücrelerine… Ecel, koridorda sabırsız...
Çok ızdırap çekiyordu. Müzik dinlese, kitap okusa…. Hayır… Patlamak, infilak etmek üzereydi. Parçalarını kâinat balonunun kenarlarından toplayacaklardı. Ümit koymuşlardı adını. Ümitsiz insanlara ümit olsun...