Alev yolların iffet süvarileri
Akşamın gölgeleri şehrin üstüne çoktan çökmüş, caddelerin ışıkları kızarmıştı. İsmet Öğretmen sokak lambalarının altında bir hayalet gibi yürürken, sisli kızıl bir dumanın içinde kaybolup...
Akşamın gölgeleri şehrin üstüne çoktan çökmüş, caddelerin ışıkları kızarmıştı. İsmet Öğretmen sokak lambalarının altında bir hayalet gibi yürürken, sisli kızıl bir dumanın içinde kaybolup...
Onunla ilk kez bir hastane koridorunda karşılaşmıştım. Bir sedye üzerinde yatıyordu. Göz göze geldik… Derinlerden, çok derinlerden baktı. O bakışlar, bedenimi acıyla yontmaya başladı....
Günlerden beri çölde yürüyorlardı. Ebva Köyü’ne yaklaştıklarında Gül Sultan iyice halsizleşmişti. Çölde pek rastlanır bir şey değildi ama bir ağaç bir başına çölü bekliyordu....
Geçtiğimiz günlerde karlı dağlara verdiğimiz bir yiğidin arkasından, çöle düşmüş bir başka yiğit düştü hayalime. “Bana siyah güllerimi verin, onlar anlar beni” diyen bir...
Şehirlere sığmadın sen, şehirler basmadı seni bağrına, sen özgür dağlara koştun. Şimdi melekler kar serpiyor, yiğit yüzüne. Gülen yüzüne… Hüzünlü yüzüne… Aman Allah’ım! Neler...